YAZARLAR

KATEGORİLER

ARŞİVLER

Bültenimize abone olun

08 Şubat 2022

Bugün kendime güldüm aynada. Beyazlayan sakallarıma baktım ve güldüm. Hiç çürümeyecek sanılarak ortaya atılan bir iddianın, çürüdüğünde gülünmesi gerektiği gibi kendi yüzüme baktım ve huzurla güldüm kendime. Akan bir nehire bakar gibi huzur verdi bana, ürkek bir serçe misali elimden uçup gidecek olan ömrüm.

01 Şubat 2022

Dedim:

– Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Dedi:

– Büyüyünce söylerim.

24 Ocak 2022

Rüyalarında gülen çocuklar duyuyorum. 

28 Aralık 2021

Zihnimden başka sevilecek hiçbir şeyim yok benim.

Onu da benden başka seven …

25 Ağustos 2021

Kısa olarak öngördüğüm bir zaman dilimi içinde, kısa bir veda ediyorum. Görüşmek üzere dostlar…

bir ağıt bu biliyorsun
gecenin geç saatinde
kalbin en ağırlaştığı vakte denk gelir
sıradan bir kalp ağrısı sanırsın
çarpıntıların gümbürtüsü kulaklarını sağır eder
içini saran alevlerin feryadıdır bu çağrı
seni kendime sakladım

uzak yolları gözlüyorum
sonbaharın o hüzünlü akşamı
hiç bitmeyecekmiş gibi esen deli rüzgarın
seni getireceği ânı bekliyorum
hangi şey seni buralara getirir?
hangi şey seni buralarda tutar?
o sebepleri bulayım, ki gitme kalbimden

bir ağıt bu biliyorsun
sıradan bir kalp ağrısı değil
geçip gidecek bir yangın değil
yüreğe oturmuş bir kor, yer edinmiş
bir yardım çağrısı, biliyorsun.

22 Ağustos 2021

anıların içine sıkışıp kalmış bir zaman dilimi, daha ötesi değil. hisler dile yansır, kalbin söylemek istediği, vuracağı darbeyi, dil tane tane söyler ve döker. kimisine göre geçen şey, kimisine acı vermeye devam eder durur. hayatın kanunu dedikleri şey bu olsa gerek. bu defa kartları masaya diğer oyuncu sermeye başlar ve oyun biter. geri kalan şeyse kahır dolu “karanlık” geceler. 

 

yarın olmasa keşke diye uyusam, olmasa keşke.

kime nasıl anlatabilirim? durmayan bu gözyaşlarını kime nasıl anlatabilirim? söyle bana, iki ateş arasında kaldığında çareyi nerede arayıp bulursun? ölümün konusu açıldığında kızarsın bana, belki bu sayede dünyada alacak nefes azalır derim ben de, göz görmeyince gönül katlanmıyor çünkü. gittiğin yollar asırlar gibi geliyor, sanki hiç dönmeyecek, dönsen bile duramayıp yine yollara düşecekmişsin gibi. ardından bakıp sessizce gidişine ağlamak, bilmiyorsun, çünkü hiç söylemedim, söyleyemedim. hangi şey bir nebze olsun huzur verir? söyle bana seni bu kadar sevdiğime sen bile inanabilir miydin? ben inanıyorum, uzakta olsan da seni sevmekten hiç vazgeçmeyeceğim. her gün azalarak biteceğim o günü bekleyip duracağım. gittiğinde gelemedim yanına çünkü seni bırakamayacağımdan korktum, gitme ne olur deseydim de gideceğin için bir şey diyemedim, kahrolarak gitmemeni söylesem kalır mıydın? yakana yapışıp, dur ne olur deseydim kalır mıydın? geceleri bana bırakıp gittin.

 

ateşlerin içindeyim, gecesi gündüzüne karışmış duyguların ortasında kavruluyorum, bilmiyorsun ölüyorum.

kırılıyor zincirlerin mührü
açılıyor kapılar kapılar üstüne
bel bağlanmış eller var
kuşlar ne de güzel ötüyor
sığmaz bedene ruha
bir yanda açılırken zincirlerin mührü
diğer yanda kapanır kapılar kapılar üstüne
çitler atlıyor koyunlar
beynimde atlar oynuyor
çizilmemiş resimlerde
atlar oynaşaduruyorlar
gözlerim bu saatte
iyiden iyiye kararıp, kapanıyor
çok geç oluyor
açamayacak kadar geç oluyor zaman
gene kapanıyor zincirlerin mührü
açılıyor ne de güzel
ismini bilmediğim birçok şeyler
açılsın senin güzel yollarına giden yollar
kapansın sana gitmeyen
tüm yolların önünde olan engeller
perdeler dökülsün, senin inci tanen gözlerinin önüne
hiç kapatma bana yollarını
yolların tüm çıkış yolumdur
sen sev beni
yolların uzaklığı kadar

21 Ağustos 2021

     bu kalp ağrısı, uyuyunca geçer mi? hastalığın ilacıdır uyku, deforme olmuş bedenine bir nebze iyi gelir, cesedini onarır. işin fiziksel kısmının toparlanması kolayken, manevi kısmının onarılması için ne gerekir? sen biliyor musun cevabı? midendeki krampların geçmesi için uyumak yeter mi? gözlerinin üzerimde gezişini unutabilmek için kaç fırın ekmek yemem lazım? hangi şey seni bana unutturur? dinlediğim şarkıların anısından dolayı aynı şeyleri bile dinleyemez oldum, bunun ismi o “mezkur” ifade, değil mi? iş işten geçti diyor olabilirsin içinden fakat kalp ağrısının bu kadarı kaldırılabilecek bir yük mü? hangi şey seni bana unutturur diye kaçıncı defa soruyorum kendime bu soruyu fakat cevabını bilmiyorum. konuşma isteğinin yitimi, boğazın düğümlenmesi, ses ve harflerin çıkmaması, iştahın kesilmesi, gözlerin bir yere uzun uzun dikilip kalması, bunlar hangi hastalığın belirtileri sence.

     sen bakma bana, senin ışığının yörüngesindeki mutluluk sana ve çevrene yeter. bense kalp ağrılarımla başbaşa kalayım. belki yaralarım kabuk bağlar veya nasır tutar.  

 

şair de diyor ya;

 

mektubun geldi bugün haziran
kimselere göstermediğin ak saçlarının kıvrımlarından
haberin geldi
haberin geldi iki damla gözyaşın kağıtta
çok bakarsın yağmur yağanda
ıslak ve buğulu camların ardından bilirim
bilirim, acı
nasıl oturur adam yüreğine
ne var yani işte
iyiyim diyorum ya

 

     ama ben gerçekten iyi olamıyorum.

« Yeni YazilarEski Yazilar »