YAZARLAR
KATEGORİLER
- Ahmet Latif (5)
- Anlık Yansımalar (26)
- Damlalar (129)
- Düş Sözlüğü (1)
- Genel (245)
- İsmet Selim (134)
- Komik Diyaloglar (1)
- Ömer Faruk (77)
- Ömürlük (1)
- Ranâ Kurşunî (17)
- Yazarlarımızdan Özlü Sözler (12)
ARŞİVLER
- Ocak 2024 (2)
- Eylül 2023 (1)
- Kasım 2022 (1)
- Temmuz 2022 (2)
- Nisan 2022 (1)
- Mart 2022 (1)
- Şubat 2022 (4)
- Ocak 2022 (1)
- Aralık 2021 (1)
- Ağustos 2021 (13)
- Temmuz 2021 (4)
- Haziran 2021 (6)
- Mayıs 2021 (7)
- Nisan 2021 (11)
- Mart 2021 (12)
- Şubat 2021 (13)
- Ocak 2021 (12)
- Aralık 2020 (15)
- Kasım 2020 (16)
- Ekim 2020 (16)
- Eylül 2020 (17)
- Ağustos 2020 (15)
- Temmuz 2020 (15)
- Haziran 2020 (11)
- Mayıs 2020 (12)
- Nisan 2020 (15)
- Mart 2020 (9)
- Şubat 2020 (9)
- Ocak 2020 (8)
- Aralık 2019 (8)
- Kasım 2019 (8)
- Ekim 2019 (9)
- Eylül 2019 (9)
- Ağustos 2019 (8)
- Temmuz 2019 (8)
- Haziran 2019 (7)
- Mayıs 2019 (10)
- Nisan 2019 (9)
- Mart 2019 (7)
- Şubat 2019 (2)
- Eylül 2018 (1)
- Nisan 2018 (2)
- Eylül 2017 (1)
- Nisan 2016 (1)
- Ocak 2016 (1)
- Ekim 2015 (4)
- Temmuz 2015 (1)
- Mayıs 2015 (1)
- Şubat 2015 (5)
- Ocak 2015 (6)
- Kasım 2014 (1)
- Ekim 2014 (8)
Bültenimize abone olun
20 Ekim 2014
Siyaset şimdiki, ahiret sonraki hayatın, yeni bir hayatın, yine bir hayatın konusu.
Ahiret; ebedi hayat, fen bilimlerinin duvara tosladığı “sonsuz” zaman dilimi!
Siyaset; kendi düşünce ve anlayışına göre sistemi değiştirme vaadiyle devleti yönetmeye talip kimselerin halkı ikna etme yoludur.
Ülkemizdeki siyasetin (maalesef) ideolojik çerçeveden çıkamamış olmasının bir etkisi olacak ki, her hangi bir siyasi parti, kendi destekçilerine daha fazla özgürlük alanı açarken, diğer siyasi parti gönüllülerinin hak ve hukuklarını gözetmeyi en iyimser yaklaşımla arka plana atması, karşıtlarını daha güvensiz, daha tepkili ve ön yargılı hale getirmektedir.
Konu; “Dünya ahiretin tarlasıdır” hadisi şerifince, bu hayattayken kazanılması murad edilen sonraki hayat olunca, günümüzde şahit olduğumuz anlamda siyasetin dine hizmet etmediği çok net görülecektir.
Siyasetin fıtratında tarafgirlik vardır. İki farklı siyasi düşünce taraftarlarının ilk hedefleri birbirlerine üstün gelmedir. Yanlışı bile savunma bu üstün gelme çabasının refleksidir.
Lider için de durum hemen hemen aynıdır. Sadece taraftarlarına şirin görünmekle kalmayan, kendisini eleştiren ve protesto eden kitleleri dışlayan, onları kendi kitlesinin gözünde küçük düşürmeyi amaçlayan açıklamalar ve tavırlar, aradaki uçurumu artırmaktan başka bir işe yaramaz.
Hele bir de bu siyasetçi, müslüman kimliği ile öne çıkan bir şahsiyetse, onun dışladığı, küçük gördüğü insanların içinde dine mesafeli yaklaşanlar varsa eğer, lidere olan öfke ve kininin dine karşı tepkiye evrilmesi kaçınılmazdır.
Evet, müslüman etiketine sahip bir siyasetçi tarafından ötekileştirilen insanların kalplerine islam dininin tohumlarını nasıl ekeceksiniz. İslamın sevgi, hoşgörü dini olduğunu söyleyip ardından bağırıp çağırmayı, hakaretler etmeyi, insanları küçük görmeyi nasıl izah edeceksiniz.
Ahirette, alınan oy oranından hesaba çekilmeyeceksiniz. Kırdığınız kalplerden, dinden soğuttuğunuz insanlardan, ötekileştirip dinle arasına mesafe koydurduğunuz insanların sayısından hesaba çekileceksiniz.
Ahireti öteki dünya diye de çevirmişiz dilimize.(bkz: tdk)
Öteki dünya!. Ahireti de ötekileştirmemiş miyiz sizce de?
Yorum yapılmamış »
No comments yet.
RSS feed for comments on this post. TrackBack URL