YAZARLAR

KATEGORİLER

ARŞİVLER

Bültenimize abone olun

16 Ağustos 2021

Öldükten sonra arkandan neler söyleyeceklerini tüm yaşamın boyunca merak ettikten sonra, sadece merakını dindirmek için bile olsa, ölüm, güzel şey. İnanıyorum; bir şekilde o söylenenlerden haberdar olacağız. Tabii o sırada bizim halimiz nice olur, o da herkesin kendi inancı ve nasıl yaşadığına bağlı. Merak konumuzun dışında yani. Ama dediğim gibi, bu merak insan olanın, herkesin zihnindeki kurt. Bu yüzden değil mi canlıyken öldüğü duyulanlar veya ölüp de dirilenler hem filmlerin, hem romanların, hem de tiyatroların vazgeçilmez konuları olagelmişlerdir. Hiç kimse de arkasından kötü sözler duyacağını beklemez. Herkes medhiyeler bekler, göz önünde yaptığı iyilikler zihninden film şeridi gibi geçer. Sanki yeniden hayata gelip kendini öve öve bitiremeyenlerin karşısına dikilip “İşte yere göğe sığdıramadığınız o kişi benim, tüm ‘iyi insan’ lığımla heykel gibi karşınızdayım. Sevin beni. Övün beni.” diyeceği zamanı kollar. Tüm zayıflığımızla birlikte bu ‘ben’lik ve ‘iyi bilinme’ arzusudur bizi Hakk’ka yaklaştıran. Bir de meraksız yaşayan, arkasından ne söyleneceğini önemsemeyenler vardır ki onlar müstesna. Sanki ısrar ve davet üzere lûtfetmişlerdir yaşamaya. Umarsız, meraksız, hissiz geçer gider koca bir ömür onlar için. İletişmeden, paylaşmadan, gülmeden, ağlamadan yaşar ve çeker giderler bu dünyadan sessizce. Bunlardır beni cezbeden aslında. Kendimin onlardan olmadığına inansam da, bu sesi soluğu kesik insanlardır beni çağıran yanlarına. Bakalım son nefeste ben mi onların kayığına bineceğim, yoksa onlar mı benim, her tarafında yürek hoplatan seyirlikleri olan panayırıma mı gelecekler?

Yorum yapılmamış »

No comments yet.

RSS feed for comments on this post. TrackBack URL

Leave a comment