YAZARLAR
KATEGORİLER
- Ahmet Latif (5)
- Anlık Yansımalar (26)
- Damlalar (129)
- Düş Sözlüğü (1)
- Genel (245)
- İsmet Selim (134)
- Komik Diyaloglar (1)
- Ömer Faruk (77)
- Ömürlük (1)
- Ranâ Kurşunî (17)
- Yazarlarımızdan Özlü Sözler (12)
ARŞİVLER
- Ocak 2024 (2)
- Eylül 2023 (1)
- Kasım 2022 (1)
- Temmuz 2022 (2)
- Nisan 2022 (1)
- Mart 2022 (1)
- Şubat 2022 (4)
- Ocak 2022 (1)
- Aralık 2021 (1)
- Ağustos 2021 (13)
- Temmuz 2021 (4)
- Haziran 2021 (6)
- Mayıs 2021 (7)
- Nisan 2021 (11)
- Mart 2021 (12)
- Şubat 2021 (13)
- Ocak 2021 (12)
- Aralık 2020 (15)
- Kasım 2020 (16)
- Ekim 2020 (16)
- Eylül 2020 (17)
- Ağustos 2020 (15)
- Temmuz 2020 (15)
- Haziran 2020 (11)
- Mayıs 2020 (12)
- Nisan 2020 (15)
- Mart 2020 (9)
- Şubat 2020 (9)
- Ocak 2020 (8)
- Aralık 2019 (8)
- Kasım 2019 (8)
- Ekim 2019 (9)
- Eylül 2019 (9)
- Ağustos 2019 (8)
- Temmuz 2019 (8)
- Haziran 2019 (7)
- Mayıs 2019 (10)
- Nisan 2019 (9)
- Mart 2019 (7)
- Şubat 2019 (2)
- Eylül 2018 (1)
- Nisan 2018 (2)
- Eylül 2017 (1)
- Nisan 2016 (1)
- Ocak 2016 (1)
- Ekim 2015 (4)
- Temmuz 2015 (1)
- Mayıs 2015 (1)
- Şubat 2015 (5)
- Ocak 2015 (6)
- Kasım 2014 (1)
- Ekim 2014 (8)
Bültenimize abone olun
30 Eylül 2019
İnsanoğlunun dilemması. Geç kalınca vazgeçmek mi, yoksa geç de olsa varmak mı?
Birincisini tercih edenler hırslıdır ama içine hırslıdır. İkincisini tercih edenler sakindir. Ama varmadıklarında veya geç kalsalar bile varamadıklarında yok olurlar.
Hangisi sizinkisi?
26 Eylül 2019
Herkesi objektif şekilde eleştiremeyen beyinler hür değildir.
Bu insanlar, kendilerini inandırdıkları ideolojileri sarsılırsa benlikleri sarsılır.
Abdulmuttalib’in, develerini ele geçirip sonra Kabe’ye saldırmak üzere olan Ebrehe’ye gidip develerini istemesi kadar rahatlık yok kimsede. “Neden develerini istiyorsun? Ben kabe’yi yıkmaya geldim” diye sorulunca “Ben bana ait olanı istiyorum. Kabe’yi sahibi koruyacaktır” dediğini hepiniz hatırlarsınız.
Bunu söyleyen peygamberimizin dedesiydi.
O yüzden bi sakin olmak lazım önce. Sen Allah’tan daha çok koruyamazsın bu dini. Bırak şimdi radikalleşmeyi
23 Eylül 2019
Her gün götürecek mişim. Bir gün bile götürmesem cesareti toplanır ve karşı durabilirmiş. “Baba beni bırakma, baba beni bırakma …”
Nasıl da teslim olmuş Hz. İbrahim. Muhabbetin atası İbrahim Peygamber. Nasıl da teslim olmuş Hz. İsmail. O koçun geleceğini bilseydi teslim olur muydu bu kadar?
“Neden beni hergün kreşe götürüyorsun baba?”
Teslim olamadığım için …
19 Eylül 2019
Şuanda yer yüzünde bulunan her şey aslında doğal şeyler. Ne demek doğal? Yani üretilen, yetiştirilen, icat edilen her şey dünyada var olan maddelerden elde edilmekte.
Doğada bir şekilde bulunan malzemelerden, farklı etkileşimler sonucu farklı türden malzemeler meydana getirilmiş olunuyor.
Mesela şuan için, dünyamız ve doğal olarak bizim adımıza tehlike arz eden plastik sorunumuz var.
Halbuki plastik yer altından çıkarılan petrol ürününden elde ediliyor. İcadı da teknoloji devrimine öncülük etmiştir.
Ama gelin görünki kendinden çıkan bir malzeme yüzünden zarar görüyor dünya.
İnsan da böyle aslında. Normal şartlar altında görülmeyen ama sonraları ruh dünyamızın derinliklerinden bir yerlerden ortaya çıkardığımız özelliklerimiz bize zarar verebiliyor.
Hırs gibi mesela. Hırs, insanın kendisini daha hızlı geliştirme araçlarından biri. Ama gel gör ki insana uzun zamanda çok büyük zararlar verebiliyor.
16 Eylül 2019
İlk defa taslaksız yazı yazıyorum. Zormuş. Kolaymış. Rahatmış. Sanki misafirin önüne bir bardak süt koymak gibi. Hani bir de saatlerce uğraşılan yemekler vardır da 5 dakikada yenir biter. Hazırlıklı yazıları onlara benzetirim.
Bugün beni çok derinden etkileyen haberlerle karşılaşınca bu yazıyı taslaksız yazmak zorunda kaldım. Affıma sığınıyorum. Amma şunu diyeyim ki anladığım; Allah’ın programı şu sıralar çok yoğun.
12 Eylül 2019
İsmet Selim kardeşimin Suyun Temizleyemedikleri yazısını okuyunca irkildim. Biraz tefekküre dalınca suyun temizleyemediklerinden olmanın ne kadar korkutucu olduğu fikri zihnimi kapladı.
Abdest su ile alınıyor. Suyun olmadığı yerde teyemmüm devreye giriyor. Teyemmüm toprakla alınıyor. Burada toprak temizleyici unsur oluyor.
Yani suyun temizleyemediğini toprağın temizleme olanağı var.
Kara toprağın…
Fakat o zaman her şey için çok geç kalmış oluruz.
İsmet kardeşimin bitirdiği gibi bitireyim;
“suyun temizleyebildiklerinden olmak temennisiyle…“
09 Eylül 2019
Bazılarını su da temizlemez. O kadar kirlenmiştir ki su da kendisine verilen emri yerine getiremez. Bundan dolayı üzülür su. Ezilir Rabb’inin karşısında emrini neden yerine getiremediğini düşündükçe.
İşte bu günah bile, sadece suyun kulluğunu yapmasından geri koyma günahı bile zorlar o kirli insanı.
Temizlik imandandır ve bu ‘suyun temizleyemedikleri’ konusu hassas bir konudur.
Yeniden dokunmak ve suyun temizleyebildiklerinden olmak temennisiyle…
05 Eylül 2019
Bir taraftan özenilesi bir davranış biçimi iken bir taraftan insanı yavaşlatan bir yanı da var.
Bu sitede sürekli yazma kararı aldıktan sonra çeşitli sebeplerden dolayı sanırım 3 kez yazamadım. En son geçen hafta yazmamamın sebebi yazmak istediğim yazının bitmemesi idi.
O yazı yerine başka bir yazı yazmayı düşünmüştüm. Sonra geçiştireceğim düşüncesi ile soğudum o fikirden. Siteye saygısızlık gibi düşündüm. ama günün sonunda baktığımda orada bir yazı yoktu.
Yani yapmam gereken şeyi tam olmadığı için yapmama kararı almıştım. Bu benim hedefim değildi halbuki. Bir nokta bile olsa haftalık yazmam gereken yazıyı yazmam gerekiyordu önce.
Mükemmelliyetçilik beni bir kez daha yolumdan engellemişti. Bu hataya tekrar düşmemek için elimden geleni yapmalıyım.
Bu yazı da bunun için yazıldı..
02 Eylül 2019
Emekli olmak istiyorum artık. Belki o zaman çalışmaya başlarım. Kalabalık trafiğin ortasında ters şeritten giden birisi olarak belki bana da bu yakışır.
Birilerine iş yetiştirmeden, talepkar işgüzarların tatminlerini ırgalamadan sadece öğrenmek için didinmek istiyorum. Kendi doyumsuzluğumu beslemekle geçecek saatlerim olduğunda ortaya çıkacak eksikliğim. Eksikliğimi iliklerime kadar tüm saliselerimde hissetmekle açılacak yollarda, bir garip, yalnız bir yolcu olmak istiyorum artık.
Gün gelir, bu yazdıklarımı okuyabilecek nefesim kalırsa hala, niyetimi bir kez daha tazeleyip, huzura vardığımda, yeni satırlarım, yeni kalıntılarım olsun diye dileniyorum. Kim bilir, belki tam tersi olur dualarımın. Başkalarının tutkularını, başkalarının hayallerini gerçekleştirip sadece kendimi alır giderim. Öyle olursa da “Heybem boş. Mazim silik. Atide SEN’le olmak için geldim.” derim.