YAZARLAR
KATEGORİLER
- Ahmet Latif (5)
- Anlık Yansımalar (26)
- Damlalar (129)
- Düş Sözlüğü (1)
- Genel (245)
- İsmet Selim (134)
- Komik Diyaloglar (1)
- Ömer Faruk (77)
- Ömürlük (1)
- Ranâ Kurşunî (17)
- Yazarlarımızdan Özlü Sözler (12)
ARŞİVLER
- Ocak 2024 (2)
- Eylül 2023 (1)
- Kasım 2022 (1)
- Temmuz 2022 (2)
- Nisan 2022 (1)
- Mart 2022 (1)
- Şubat 2022 (4)
- Ocak 2022 (1)
- Aralık 2021 (1)
- Ağustos 2021 (13)
- Temmuz 2021 (4)
- Haziran 2021 (6)
- Mayıs 2021 (7)
- Nisan 2021 (11)
- Mart 2021 (12)
- Şubat 2021 (13)
- Ocak 2021 (12)
- Aralık 2020 (15)
- Kasım 2020 (16)
- Ekim 2020 (16)
- Eylül 2020 (17)
- Ağustos 2020 (15)
- Temmuz 2020 (15)
- Haziran 2020 (11)
- Mayıs 2020 (12)
- Nisan 2020 (15)
- Mart 2020 (9)
- Şubat 2020 (9)
- Ocak 2020 (8)
- Aralık 2019 (8)
- Kasım 2019 (8)
- Ekim 2019 (9)
- Eylül 2019 (9)
- Ağustos 2019 (8)
- Temmuz 2019 (8)
- Haziran 2019 (7)
- Mayıs 2019 (10)
- Nisan 2019 (9)
- Mart 2019 (7)
- Şubat 2019 (2)
- Eylül 2018 (1)
- Nisan 2018 (2)
- Eylül 2017 (1)
- Nisan 2016 (1)
- Ocak 2016 (1)
- Ekim 2015 (4)
- Temmuz 2015 (1)
- Mayıs 2015 (1)
- Şubat 2015 (5)
- Ocak 2015 (6)
- Kasım 2014 (1)
- Ekim 2014 (8)
Bültenimize abone olun
05 Ocak 2024
19 Temmuz 2022
Mücahit’in eksiği, Kerem’in fazlası, İlke’nin zaafı, Cesur’un basireti. Teslimiyet, hakkaniyet, vicdan, merhamet.
12 Temmuz 2022
‘Ömür’ diye bir mefhum yokmuş aslında. Olan, bize verilen sevme, sevilme hakkı, ne kadar kin tutacağız, ne kadar öfke. Ne kadar mutluluk, ne kadar kaygı, ne kadar hasret, ne kadar tatmin, ne kadar sükûnet, ne kadar hırs tadacağımızın belli olması gerçekte. Tıpkı bir attar dükkânına girdiğimizde karşılaştığımız baharat çuvalları ve bizim onlardan tüketebilme takatimiz gibidir hayat.
Hep düşünürdüm, baharatın insana dair önemli bir vechesi olduğunu. Meğer hayatlarımızın anlamı onlardan imiş.
14 Şubat 2022
Ben, sol eliyle yemek yiyenlerin arasında, sağ elimle yemekte ısrar ettiğim için ‘gerçek’ bir ‘solcu’yum.
08 Şubat 2022
Bugün kendime güldüm aynada. Beyazlayan sakallarıma baktım ve güldüm. Hiç çürümeyecek sanılarak ortaya atılan bir iddianın, çürüdüğünde gülünmesi gerektiği gibi kendi yüzüme baktım ve huzurla güldüm kendime. Akan bir nehire bakar gibi huzur verdi bana, ürkek bir serçe misali elimden uçup gidecek olan ömrüm.
16 Ağustos 2021
Öldükten sonra arkandan neler söyleyeceklerini tüm yaşamın boyunca merak ettikten sonra, sadece merakını dindirmek için bile olsa, ölüm, güzel şey. İnanıyorum; bir şekilde o söylenenlerden haberdar olacağız. Tabii o sırada bizim halimiz nice olur, o da herkesin kendi inancı ve nasıl yaşadığına bağlı. Merak konumuzun dışında yani. Ama dediğim gibi, bu merak insan olanın, herkesin zihnindeki kurt. Bu yüzden değil mi canlıyken öldüğü duyulanlar veya ölüp de dirilenler hem filmlerin, hem romanların, hem de tiyatroların vazgeçilmez konuları olagelmişlerdir. Hiç kimse de arkasından kötü sözler duyacağını beklemez. Herkes medhiyeler bekler, göz önünde yaptığı iyilikler zihninden film şeridi gibi geçer. Sanki yeniden hayata gelip kendini öve öve bitiremeyenlerin karşısına dikilip “İşte yere göğe sığdıramadığınız o kişi benim, tüm ‘iyi insan’ lığımla heykel gibi karşınızdayım. Sevin beni. Övün beni.” diyeceği zamanı kollar. Tüm zayıflığımızla birlikte bu ‘ben’lik ve ‘iyi bilinme’ arzusudur bizi Hakk’ka yaklaştıran. Bir de meraksız yaşayan, arkasından ne söyleneceğini önemsemeyenler vardır ki onlar müstesna. Sanki ısrar ve davet üzere lûtfetmişlerdir yaşamaya. Umarsız, meraksız, hissiz geçer gider koca bir ömür onlar için. İletişmeden, paylaşmadan, gülmeden, ağlamadan yaşar ve çeker giderler bu dünyadan sessizce. Bunlardır beni cezbeden aslında. Kendimin onlardan olmadığına inansam da, bu sesi soluğu kesik insanlardır beni çağıran yanlarına. Bakalım son nefeste ben mi onların kayığına bineceğim, yoksa onlar mı benim, her tarafında yürek hoplatan seyirlikleri olan panayırıma mı gelecekler?
09 Ağustos 2021
Ahmet Latif: Muhterem İsmet Selim. Allah-u Tealâ, bizleri yarattığından, bizlerin aciz yaratıklar olduğundan, O’nda olanin bizde olmadığından, O büyüktür, Azîmdir, Şânı yücedir.
İsmet Selim: Muhterem Ahmet Latif Kardeşim. Vâaz buyurduğunun tam aksine, biz kullar bir cihetiyle kısmen aciz olmakla beraber, azmimize ve irademize bakan tarafımız ile aciz değiliz. Bizleri acizlikten kurtaracak cüzî irâdeleri bize bahşettiği için O, Büyüktür. Yine bir kere daha, O’nda olanın bizde de olmasını istediğinden O, Kebîr’dir. Bizlere vermek zorunda olmadığı nimetleri, hisleri ve kendinden bazı istidatları bizlere bahşettiğinden O, Kerîm’dir. Ve bizler yokken, kendi nûrundan bizlere üflediğinden, hamdimize, şükrümüze lâyiktir. Bunları neden yaptığını, Kâinatı neden yarattığını anlamamızı murâd ettiğinden de Sûbhan’dır, ve kendini tesbîh etmemiz îcab eder.
02 Ağustos 2021
Biliyorum.
Henüz gittiğin yere kendini de götürmeler başlamadı sende.
Şu an arkanda dertlerini bırakanlardansın.
Vardığı yerde keyifle kucaklaşanlardan bir de.
Sen kederlerini değil, kederlerin seni özleyecek bıraktığın yerde, bilesin.
Ne gam!
Sadece onlar hasretle bekleyecekler seninle kavuşmayı, sen değil.
Ve yine bilesin; kendini kalansız götürmezsen gittiğin yere, dönmek zordur.
Zorsa, yavaş yavaş çürütür seni.
Sonra aynalar dile gelir karşında: “Artık kalansız hazırım gitmeye!”
07 Haziran 2021
Daha önce yazdım mı bilmiyorum ama şu hayatta söyleyebildiğim için şükrettiğim şeylerden biridir anneme söyleyebildiğim şu cümle: “‘ben’ ‘SEN’i üzeceğim, ‘SEN’ de ‘ben’i affedeceksin!” Elhamdülillah.
Eski Yazilar »