YAZARLAR

KATEGORİLER

ARŞİVLER

Bültenimize abone olun

17 Mart 2021

kararsız kalmak, birkaç şeyin arasında kalmak, parmağı dudaklara koyup birkaç şeyin arasında gidip gelmek ve kararsızlık halinin devamı. bunlar elbette ölüm denen şeyi anlatamaz. ölüm mutlak bir son. fâni olanlar bizleriz ve son da bizim için. bizler birkaç şeyin arasında kalıp, tereddüt yaşarken, ölüm denen mutlak son bizim için tereddüt etmez. tereddüt yaşamaya devam etmek, hayatın bir parçası olarak kalmaya devam edecek, mutlak sona ulaşıncaya kadar. 

ölüm; cesedin ruhsuz kalıp buza kesmesi, ihtiyar (seçim) halinin kalkması, konuşmanın ve eylemin ortadan kalkması gibi şeyleri de beraberinde getirir. bunlara ilaveten bir de, yaşarken ölmek eylemini tadanlar, yaşarken dünyanın acısıyla, bir ölü gibi hemhâl olup, ölümü kısmi de olsa tadanlar var, ki bunların yanında diğer insanların çektikleri acıların esâmesi bile okunmaz. elbette her omzun yükü farklı yani bunu biz kendi yazımıza yontacak olursak, her bünyenin ölümü kendi mesabesinde olacaktır. omuzlardaki yükler, acıların vücut bulmuş hali, dünyadaki ölümün bir başka versiyonu. 

dünyanın hâli; zaten kendi içinde öylesine soğuk ve yıkıcıyken, misafirleri ve gezginleri olarak bizlerinde bu ateşin içine odun atmasının mantığını anlamlandıramıyorum. ya hatanın müsebbibi benim yahut hatanın kendisini göremeyecek kadar ebleh biriyim. yine de ebleh olmadığımı ümit etmek istiyorum. 

ben ümitvâr değil, kötümser biriyim, elimi attığım her şeyinde böyle olduğunu düşünür ve bir gün beni mahvederek elimden kayıp gideceği korkusuyla yaşar dururum. geçmişimin bazı noktalarını değiştirmeye güç yetiremiyor olacağım ki; bunlar da bir türlü değişmek ve gözlerimi ufka daha ümitvâr şekilde yatıramıyorum. olsun, belki bu da değişir.  

“yazıya başlık bulup kafamdaki düşüncelerin uçlarını birleştirmeye çalışırken, hem başlığın kendisinden, hem de uçları birbirlerinden her bir kelimeyle ayırmış oldum.”

Yorum yapılmamış »

No comments yet.

RSS feed for comments on this post. TrackBack URL

Leave a comment