YAZARLAR

KATEGORİLER

ARŞİVLER

Bültenimize abone olun

29 Temmuz 2019

Yol gösterirsin giderler, hedefe varırlar. Vardık derler haber verip oradan el sallarlar, şaşarsın “Nasıl vardılar?” diye. Söylemesi kolay, yapması zordur. Madem yapacak güçleri vardır, hakikaten “Neden düşünmezler?”.

Sormak, düşünmekten daha kolay gelir de ondan. O halde biz, düşünüp cevap verenler, yol göstermeyi yolda olmaya yeğ görenler, zoru mu seviyoruz? Yola çıkmak, hangi yoldan gideceğini düşünmekten zor değil miydi? Sormadan çıksınlar o halde. Neden sorarlar?

Yoooook. Ben anladım. Bizi düşünmeye sevk etmek için sordurulur onlara. Hep giden lazım değil. Duran ve düşünen de lazım bu düzende. Düşünen üstüne bir de yola çıkarsa fena. Yol dayanmaz onlara.

25 Temmuz 2019

Hızlı yaşam temposu içerisinde hayatımızda çok fazla boş ve gereksiz anlar meydana gelmektedir.
Bu hızlı tempoda bünye bazen yavaşlama ihtiyacı hisseder. kimilerinin meditasyon adını verdiği şey.

İşte arabesk dinlemek tam da buna uygun bir tedavi süreci sunar insana.
Her üç ayda bir üç günü geçmemek kaydıyla arabesk dinlenmelidir bence. coverlardan bahsetmiyorum. Sanatçının kendisinden ve eski kayıtlardan.

Eskiden bilgisayar harddisklerinde sıkıştırma işlemi yapılırdı. Arabesk dinlemeyi biraz ona benzetiyorum açıkçası.

22 Temmuz 2019

Ne zaman yıprandı ayakların? Neden buruştu parmakların? Sen ne zaman ve neden bu kadar habersiz büyüdün? Hep böyle habersiz mi olacak değer verdiğimi sandığım anlar? Hani kocaman bir okyanustun sen; yağmurda bir damla olduğunu da gizledin benden, ben de kendimden.

Gizlenenler açığa çıkınca bu kadar yıkılmamalı insan. Biliyormuş gibi yapmalı. Ayaktaymış gibi görünmeli. Acziyetimizi gizlemek de kulluğumuzun bir parçası değil mi? Bizden gizlenenlerle, bizim başkalarından gizlediklerimizin farkı kadardır, bu hayattaki samimiyetimiz.

Bir de kendimizden gizlediklerimiz var. Yüzüne dönüp de bakmadığımız yarıklarımız var. Aynasız geçen günlerin hesabını ödetir elbet birgün bu hayat. Asla sır değildir onlar. Bizim olan ama bizden başka herkesin bildiği, kendimizden sakladıklarımızdır onlar. “Samimiyet ötesi” çizgilerimizdirler.

İşte sana nasihatimdir. Ömründe bilmediklerin hep bildiklerinden fazla olsun. Fazla olsun ki, yaşamaya arzun olsun. Perde kalktığında halâ nefes alıp veriyorsan, bil ki artık gitme vakti gelmiştir bilindik diyarlardan.

Bir de, kimseye zarar verme oğul. Af dilemeye hakkın olmayan tek günah, incitmektir. 

18 Temmuz 2019

Kendini insanlığa adamış bir insan.
Yaşanan hiç bir şey boşa gitmesin, ortaya çıkan öğretiler nesillerden nesillere aktarılsın diye uğraşıyordur.
ya da bir atasözü sahibi olma derdinde de olabilir.

+ hoşgeldiniz
– şuradan bir ekmek verir misin
+ tabi… buyrun efendim
– şu 200’lükten alın
+ bozuk yok muydu. bozamam ki bunu
– hımm! değeri yüksek olanı bozmak zordur.
+ dayı ne diyon sen. bozuk para yoksa al paranı. ver ekmeği.
– hımm! bir şeye ederinden yüksek değer verirsen, gün gelir aç kalırsın.
+ dayı bi çık git Allah’ını seversen.
– hımm! demek…
+ lan bi git. deli midir nedir!

15 Temmuz 2019

Sarılmayı bıraktığından beri

Benim gördüğüm

Sen,

Sevmediğin insanlara benzemeye başladın.

Onlar memnuniyetsizdi,

Mutlu olan

Sen,

Sevmediğin insanlara benzemeye başladın.

İçinde sevgimi barındırdığını görür gibiyim

Bir kırıntı kadar olsa da

Sen,

Sevmediğin insanlara benzemeye başladın.

Sevginin şartıdır dediler. 

Kişi, sevdiğine benzemek ister. 

Sen,

Sevmediğin insanlara benzemeye başladın.

Uzak soğuk, yakın sıcak oynadık

Uzak gördüm ben sensizliği, kendimden

Uzak bilirken yüzüm gülerken, ağlamayı

Sen, benden uzaklaşmaya başladın. 

08 Temmuz 2019

Ne kadar çok kendimizi vazgeçilmez hissedersek hissedelim, bu beden’ envai çeşit haşeratın, Allah’ın kanunlarının her daim yaratıldığının şahidi olacak. En azından ölümümüzle ama yine bizim olmayan bir bedenle kulluk etmiş olacağız.

Bu kadar yetenekli bir beyin nasıl olur da doğruyu göremese bile, yanlıştan vazgeçmez. Doğruyu göremese bile diyorum çünkü doğru bazan görünmez, tek değildir. Ama yanlış belirgindir. Gizlenmez, kendini gösterir. Görmemek için bakmamak gerekir.

İnsan …

Kul …

Haşerat …

O yüzden haşeratın da Rabbi olan Allah’a teslim olmak gerektir. 

04 Temmuz 2019

İslamın farz ve şartları arasında şuana kadar denk gelmedim islamın zafere ulaştırılması gerektiğine.

Öğrendiğim tek şey yaşanılacak ve anlatılacak bir dine mensup olduğumuz. Zafere ulaşmak için yapılması gerekenler diye bir konu duymadım bu zamana kadar.

Daha çok kişiye ulaşmak, daha çok kişiye islam dinini anlatmak, bazı ayetlerden yola çıkarak farz bile denilebilir.

Fakat bulunduğumuz bir yerde müslümanların zafere ulaşması gerekliliğini görmedim ben.

Siyasal islam olarak literatürümüze giren, islami kriterleri benimsemiş ve bunu devlet sistemi olarak kabul ettirmek anlayışı ile siyasi bir mücadelenin içine girenler hep oldu.

Kimi çok kimi az hepsi bunu denedi, deniyor, deneyecek.

Siyaset yaparak ülkenin yönetim hakkını eline geçirip sistemi islami anlayışa uygun bir sistemle değiştirme fikri bir miktar anlaşılabilir. Bu sayede ulaşmakta zorluk çektiğin ülke içindeki diğer kesimlere islamı anlatabilmek güzel bir düşünce. Hem uluslararası alanlarda da bunu bir fırsat olarak değerlendirmek mümkün.

Fakat burada bir araç olarak görülecek olan “iktidar olma” anlayışı eğer amaca dönüşürse yani zafer kazanma hırsı ağır basarsa o zaman islami olmayan siyaset argümanlarına başvurmaya başlamışsınız demektir.

01 Temmuz 2019

Ne için bu patinajlar? Ne için bu çabalamalar? Doğru yolda mıyız? Doğuştan iki gözü görmez olarak doğan bebek kime haksızlık yaptı? Kimin tavuğuna kışt dedi? Zihinsel engelli çocuklar kimin ekmeğini çaldı? Vicdansız ve merhametsiz bir bebek katili annesine saygıda kusur etmese erdemli insan olamaz mı?

El-Adl? El-Müntakîm? Teslimiyet?

Soruları sordum. Kaçıyorum. Ekleyin kendi sorularınızı ve benden size tavsiye siz de kaçın. Kaçmayınca, yakalanıyorsunuz çünkü.